
Surp Santuht Kilisesi, İstanbul’un çok kültürlü geçmişini yansıtan nadide yapılardan biridir. Özellikle ahşap mimarisi ile dikkat çeken bu kilise, sadece bir ibadet mekanı değil, aynı zamanda Osmanlı dönemi Ermeni sivil ve dini mimarisinin zarif bir örneğidir.
Ahşap Yapının Önemi
Surp Santuht Kilisesi, büyük ölçüde ahşap malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. 18. veya 19. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen bu kilise, dönemin yapı anlayışına uygun olarak taş temelli, ancak duvarları ve üst yapısı ahşap elemanlarla oluşturulmuştur. Ahşabın kullanımı, hem depreme karşı esneklik sağlaması hem de maliyet ve uygulama kolaylığı açısından tercih edilmiştir.
Mimari Özellikler
-
Cephe Düzeni: Kilisenin dış cephesi sade ve yalındır. Ahşap kaplamalar, zamanla kararan dokusuyla tarihi atmosferi korur. Pencereler kemerli veya dikdörtgen formdadır ve ahşap pervazlarla çerçevelenmiştir.
-
Çatı Yapısı: Genellikle kırma çatı ile örtülmüş olup, geleneksel kiremitlerle kaplanmıştır. Ahşap makas sistemi, yapının taşıyıcılığını sağlar.
-
İç Mekan: İçeride kullanılan ahşap sütunlar ve tavan kaplamaları, mimariyi hem hafif hem de sıcak bir atmosfere kavuşturur. Özellikle ikonaların ve mihrap kısmının bulunduğu alan, zarif oymalar ve doğal ahşap dokularla bezeli olabilir.
Koruma ve Onarım
Ahşap yapıların doğası gereği neme, yangına ve zararlılara karşı hassas olması nedeniyle, Surp Santuht Kilisesi de çeşitli dönemlerde restorasyon çalışmaları geçirmiştir. Bu çalışmalar sırasında, geleneksel tekniklere ve orijinal malzeme kullanımına öncelik verilmiştir.
Kültürel ve Mimari Değeri
Surp Santuht Kilisesi, İstanbul’daki nadir kalan ahşap ibadethanelerden biri olarak hem kültürel hem de mimari açıdan büyük önem taşımaktadır. Sadece dini bir yapı olmanın ötesinde, bir ahşap yapı mirası olarak da gelecek nesillere aktarılması gereken bir eserdir.



